ADI SEVDA
Adı sevda
Birikip birikip dolmuşluğumdur
Adı sevda
Bin acıdan
Adı sevda
Çığ gibi yığılmışlığım kar gibi savrulmuşluğumdur
Yitirilmiş bin türküyü yeniden bulmuşluğumdur
Adı sevda
Elinde büyümüşlüğüm kapısına bırakılmışlığım
Kavgada şiirde delikanlıca doymuşluğum
Çağlayıp çağlayıp durulmuşluğumdur
Adı sevda
Benden geçmişliğim aşık olmuşluğumdur
AĞIT
Seni kentin kocaman aydınlığına gömdüm yavrum
Kırgın bakışlarını imgelemine puntoların
Seni göğsümde yüz bin manşette verdim yavrum
Üçüncü gecesi kurşunlandığının
Sen bahar bahçelerine yüreğimin mayıs gecelerinin
En sevgili düşlerden yapılmış bir alıntıydın
Sen okuduğumuz şiirlerin son sözleri gibi
Bizi sarsıp hırpalayıp bıraktın
Okullardan ve sorgulardan devşirdiğin gençliğin
Sorgularken acıyı gülün aydınlığında
Seni yıkmak hangi yaşıdır denenmiş bir merminin
Ömrünün yediveren çağında
AĞRI
Sağır çocukların
Duymadıkları türkülerin aykırı sevdaları büyür
AKŞAMÜSTÜ FOTOĞRAFI
‘’Bir akşamüstü fotoğrafı için beş söz’’
- Kimsenin seni davet etmediği bir fotoğraf karesinde gözlerini gördüm, bir daha resmedilemez herhalde
- Deniz dediğin martıların gözyaşlarıdır, giden gemileri çekmen ondan sanırım
- Akşamüstü insanlarına bakıyorsun ya, bakma, hüznü objektiflere sığdıramazsın
- Bir çocuğun ağlarken söylediklerinin fotoğrafı çekilmez, güneşin suda yansıyan sesini bu yüzden duyamazsın
- Sen bir özeleştirisin, ‘’dönmemeye gitme’’sin, diyorum; bu, gün batımına bir saygı duruşudur önümü ilikliyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder